Doğal ve sürdürülebilir ürünlere yönelim dünya çapında giderek artıyor. Söz konusu çocuk ürünleriyse tüketici, seçimlerinde her zamankinden daha titiz davranıyor. Assembly sakinlerinden 7elephants da, iki yıl önce Türkiye’de çocuklar için sağlıklı ve tarz sahibi ürünler üretmek için harekete geçti ve çocuklar için natürel malzemelerle sağlıklı mobilya ve tekstil ürünleri tasarlamaya başladı. Şirketin kurucuları Daniela Strauli ve Aycan Ateş’ten çocuklardan aldıkları ilhamla yarattıkları 7elephants’ın tasarım serüvenini dinledik.
Röportaj: Habibe Çıkılıoğlu
Natürel ve ergonomik çocuk mobilyaları ile 0-6 yaş çocuklar için organik tekstil ürünleri tasarlıyorsunuz. Peki sizi 7elephants’ı kurmaya iten şey neydi? Kariyer yolculuğunuzdan kısaca bahsedebilir misiniz?
İsviçreli ve Türk iki iş kadını, anne ve akraba olarak kurduğumuz 7elephants’ın eğlenceli tasarım yolculuğu 2016 Nisan ayında başladı. Amacımız çocuklarımız için günlük, zamansız, %100 pamuklu, tarzı olan ve rahat ürünleri Türkiye’de üretmekti. Tasarımlarımıza önce mobilya ile başladık. Natürel renkli, yuvarlak köşelere ve geçme sistemlere sahip mobilyalarla ilk koleksiyonumuzu oluşturduk. Daha sonra bu tasarımımızla uyumlu tekstil ürünleri ve oyuncaklarla “7elephants Çocukları” koleksiyonunu yarattık. Bugün zevkle yaptığımız tasarımlarla 7elephants yolculuğumuz devam ediyor.
Kullandığınız ham maddelerin doğal ve organik olduğundan emin olmak için nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Üretimlerimizi mantığımıza ve iş ahlakımıza uyan firmalarla iş birliği içinde yapıyoruz. Zaten 7elephants’ı kurma amacımız Avrupa’daki annelerin güvenli alışveriş pratiğini Türkiye’de de yaşatma isteğimizdi. Bu yüzden mobilyalarda özellikle natürel cila, tekstilde ise %100 pamuklu ilkemizden asla vazgeçmedik. Ürettiğimiz amigurumi oyuncaklar, düğme gibi çocuklar için tehlikeli olabilecek detaylar barındırmıyor. Ayrıca malzemeleri yıkanabilir ve yumuşak.
Mobilyalarınızda boya kullanmıyorsunuz ve huş ağacı üzerine sadece su bazlı cila uyguluyorsunuz. Kullanılan malzemenin çocuk sağlığı üzerinde nasıl etkileri var?
Huş ağacı üzeri natürel cilalı ve tamamen geçme sistemli tasarım mobilyalarımız, dünyaca bilinen Waldorf eğitim modeline uygun. Ürünlerimizde çocuk sağlığını tehdit eden türde cila kullanmıyoruz ve köşesiz geçme tasarım mantığıyla güvenli, özenli üretimler gerçekleştiriyoruz.
Kıyafetlerin üretim süreçleri nasıl gerçekleşiyor?
Zevk ve heyecanla doğanın renklerini kullanarak tasarladığımız tekstil koleksiyonlarımızın üretimini, tanıtımını ve satışını bizim gibi özenli çalışan üreticilerimiz ve iş ortaklarımızla gerçekleştiriyoruz.
Çocuklar büyürken mobilya ve kıyafetlerinin de sürekli yenilenmesi gerekiyor. Bu durum için ne gibi fonksiyonel çözümler sunuyorsunuz?
Mobilyalarımızın 0-6 yaş aralığındaki çocuklara uygun çeşitli ölçüleri var. Bu ölçüler çocuk gelişimi göz önünde bulundurularak tasarlandı. Tekstil ürünlerimizde ise hiçbir zaman çocuğun üzerine tam oturacak sıkı tasarımları ya da rahatsız kumaşları seçmediğimiz için ürünlerimiz hızla büyüyen çocuklara da hitap edebiliyor. Uzun süre kullanılabilen, trendlere uygun, zamansız, natürel ve rahatlığı öne çıkaran tasarımlar üretmek ana felsefemiz.
Sizin için hangisi önce geliyor; kullandığınız malzeme mi yoksa form mu?
Tasarım anlayışı her ikisini de içinde barındırmalı. Biz de tasarımlarımızda hem formu hem de malzemeyi baz alıyoruz. Ancak tekstil ürünlerimizin %100 pamuklu, rahat ve kullanışlı olması; mobilyalarımızda ise malzemeyle formun birlikteliği bizim için olmazsa olmaz. Kullandığımız malzemelerde ciladan ağaca; kumaştan düğmelere ve oyuncaklara kadar yola çıkış amacımızdan asla ödün vermedik.
Sizce çocuklar için sürdürülebilir tasarımın geleceğinde bizi neler bekliyor? Çocuk tasarımları için geliştirilen sürdürülebilir çözümler tüm tekstil ve mobilya sektörünü nasıl etkileyecek?
Tasarım zamana uygun ve işlevsel olduğu sürece gerçek tasarımdır. Tasarımın temelinde ise hayatı kolaylaştırmak ve zevkli hale getirmek yatıyor. Ayrıca her tasarım, içinde müşteriyi iyi ve özel hissettirecek duyguları barındırmalı. Ancak çocukların kendilerini tanımlayarak gelişebilecekleri bir alana sahip olmaları için tasarımda sadeliğe ihtiyaç var. Son zamanlarda üretilen ürünler çocukların kendi sade ve olağanüstü hayal dünyalarını geliştirmek yerine gerek kahramanlar gerekse süslü odalarla onları yönlendiriyor. Esas amacımız zaten kendileri birer mucize ve kahraman olan çocuklara kendi kendilerini ifade edebilecekleri yorumsuz bir dünya sunmak. Renkler ve dokularla yaptığımız tasarımlardaki tüm amacımız, kendilerini keşfederek büyüyen çocuklar görmek.
Birer anne olarak çocuklarınızdan ilhamla tasarım yapmak nasıl bir deneyim?
Yolculuğumuzun başlangıcı ve tasarımlarımızdaki her detay, annelikte yaşadığımız tecrübelerden yola çıkarak hayat buldu. Kendi deneyimlerimiz sayesinde çocukların neye ihtiyaç duyduğunu tespit edebilme fırsatımız oldu. Her çocuğun kendine özel dünyası çok zengin, hayalleri ve bakış açıları yönlendirilemeyecek kadar güzel. Eğer onları dikkatlice izlerseniz tıpkı doğanın yönlendirmesi gibi, en saf halleriyle size yön verebilirler. Kendi dünyasında kalan her çocuk aynı zamanda olağanüstü bir öğretmendir.
Kadın girişimciler olarak sektörde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
7elephants’ın iki ortağı olarak markamızı oluştururken hiçbir zorlukla karşılaşmadık. Bilakis dostlarımız her zaman önümüzü açacak tekliflerle yanımızda oldular. Katıldığımız etkinliklerde “En Özgün Ürün” seçildik. Galeries Lafayette mağazasında standımızın olması da bu özel ödülün getirisi oldu. Çok kısa zamanda iç piyasada tanındık ve sevildik. Bunda iki ortak olarak uyumlu çalışmamızın büyük etkisi oldu. Şimdiyse 7elephants yurt dışı yolcusu. Orada da kendimizi aynı heyecanla anlatmaya devam edeceğiz.
7elephants’ın Assembly bünyesinde yerini alma sürecini anlatabilir misiniz?
7elephants ile Assembly’nin buluşması yakın arkadaşlıklarımızın ve samimi yaklaşımların sonucudur. Assembly Direktörü Neylan Matban arkadaşımız olduğu için daha ilk inşaat aşamasında gördüğümüz mekanın enerjisine ve bittiğinde bu enerjinin bize geri döneceğine yürekten inandık, öyle de oldu. Firmamız büyüdükçe Assembly’de daha geniş alanlara yayılmayı hedefliyoruz.
Assembly gibi yeni nesil bir ofis düzeninde çalışmak yaratıcı süreçlerinizi nasıl etkiledi?
Assembly Buildings ailesi bize konforlu, sıcak, samimi ve şık bir iş ortamı sunuyor. İç mimarisi ve bina içindeki renkler de çalışanlara ayrıca huzur veriyor. Bu sayede ofisimizde oldukça verimli toplantılar yapıyoruz. Yorulmadan zevkle çalıştığımız iş ortamımızın misafirlerde de aynı etkiyi bıraktığını görüyoruz.
Sizce ofis düzenini gelecekte ne gibi dönüşümler bekliyor?
Gelecekte ofis düzenleri insanların değişen ihtiyaçlarına adapte olacak. Bu dönüşümün en iyi örnekleriyse Google’ın ofis tasarımları. Çalışanlarının mutluluğu, konforu, istekleri ve hayallerine hitap eden ofis anlayışı geleceğin ofis düzenlerine hakim olacak. İnsanlar daha çok kendilerini iyi hissettikleri, işlevsel çözümleri ve en önemlisi de ruhu olan mekanlarda çalışmak isteyecekler.